Çalışma Alanlarımız

Ninova

İnşaat ve Gayrimenkul Hukuku

Emlak hukuku veya diğer adıyla konut hukuku, gayrimenkul hukukunun konut taşınmazları ile ilgili kısımlarını kapsamaktadır. Söz konusu emlak hukuku olduğu zaman aslında gayrimenkul hukuku ile aynı nitelikleri ve tanımlarını taşıdığını söylemek mümkün. Emlak hukuku kapsamında dava vekilliği hizmetleri ile birlikte gayrimenkul, emlak ve konut temelleri

çerçevesinde pek çok danışmanlık hizmeti de verilmektedir. Bunların arasında alım-satım sözleşmelerinin denetlenmesi ve düzenlenmesi, ekonomik duruma ve isteğe uygun olan gayrimenkullerin tespiti, genel anlamda gayrimenkul finansmanı danışmanlığı, ekspertiz hizmetleri, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ve hukuki durum tespit raporlaması gibi hizmetler yer almaktadır. Bununla birlikte kiralama sözleşmelerinin denetimi ve düzenlenmesi, kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar için danışmanlık, mevzuat takibi, gayrimenkullerin hukuki ve maddi durumu için araştırma ve değerlendirme yapılması ve tapu işlemleri gibi diğer ek hizmetler de emlak hukuku çerçevesinde değerlendirilir ve görülür.

Emlak hukuku ve gayrimenkul hukuku mevzuatı çerçevesinde belirlenmiş olan kanun ve yasaların takibi de gayrimenkul hukuku avukatlarının ilgi ve görev alanına girmektedir. Gayrimenkul mevzuatında belirlenmiş olan kanunlar, Türk Medeni Kanunu, İmar Kanunu, İskan Kanunu ve Belediye Kanunu gibi alt başlıklar çerçevesinde detaylandırılmış ve maddelendirilmiştir. Emlak Vergisi Kanunu da bu alt başlıklardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gayrimenkul mevzuatının 27. maddesinde açıklanmış olan Emlak Vergisi Kanunu, 1319 kanun numarası ile 29.07.1970 tarihinde kabul görmüştür ve birinci maddesinde, "Türkiye sınırları içinde bulunan binalar, bu kanun hükümlerine göre bina vergisine tabidir." ifadesi yer almaktadır. Yazımızın başında gayrimenkul hukukunun fazlasıyla istisna içerdiğinden söz etmiştik. Yine Emlak Vergisi Kanunu'nun 1. Bölümü'nde yer alan 2. maddeye göre yüzer havuzların, çadırların ve nakil vasıtalarına takılan seyyar evlerin bina sayılmadığı ifadesi, bu istisnalara verilebilecek en uygun örneklerden bir tanesidir.