Makaleler


4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde “…işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır…” hükmü yer almıştır. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

İlk defa hukuk sistemimizde 4773 sayılı Kanun, geçerli neden kavramını Türk Hukuk sistemine sokmuştur. Geçerli neden kavramı 4857 Sayılı İş Kanunu’nda varlığını devam ettirmiştir. Bu geçerli neden kavramı, haklı neden ağırlığında olmayan ama, işçinin iş görme borcunu ve iş sözleşmesinin devamını olanaksız kılan veya işyerinin normal seyrini önemli ölçüde etkileyen nedenlerdir1. Başka bir ifadeyle geçerli neden, işletmeye ve işyerine zarar vermeksizin iş ilişkisinin devamını olanaklı kılmayacak bir nedendir.


Emtia ve Nakliyat Sigortası, poliçede belirtilen süre içinde gemi veya diğer deniz ve göl araçları ya da bunlara ilişkin diğer sigorta ettirilebilir menfaatlerin maruz kalabileceği rizikoları, poliçede belirlenen koşullara bağlı olarak güvence altına alır.

Emtia Nakliyat Sigortası Malların, bir yerden başka bir yere bir veya birkaç nakilaracı ile taşınması (sevk edilmesi) sırasında uğrayabileceği zarar, kayıp(ziya) ve hasarları teminat altına sigorta türüdür. Nakliyat Sigortaları, ilk uygulamasının yapıldığı Londra ve Lloyd’s dan günümüze, küresel boyuttaki dış ticaretteki gelişmeler ,ticaretin çeşitlenme ve yaygınlaşması paralelinde hızlı bir gelişim göstererek günümüz sigorta uygulamaları haline gelmiştir. Bu haliyle de oldukça detaylandığı için uygulaması büyük bir dikkat ve özen gerektirmektedir.

Nakliyat Sigortalarının uygulamasında sigortalı ve sigortacı tarafından gerekli bilgi ve verilerin eksiksiz ve özellikle zamanında temin edilmesi ve eksiksiz olması oldukça önemlidir. Buda nakliyat sigortalarının iyi bilinmesi ile ilgilidir.


Bu çalışmada fikrî mülkiyetin konusunu oluşturan haklar üzerinde durulmuş ve bu hakların haczi ve paraya çevrilme usûlü hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları da dikkate alınarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ışığında bir inceleme yapılmış; sınaî haklar ise çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.

Özel hukukun kapsamına giren hakların bir türü olarak fikrî haklar, malvarlığına ait mutlak haklardandır ve sahibine inhisari yetkiler tanır. Türk Hukuku açısından dar anlamda mülkiyet kavramı kabul edildiği için bir eşya olarak değerlendirilemeyen bu hakların gayri maddî malvarlığı unsuru oldukları kabul edilmektedir. Fikrî hakların kapsamına fikir ve sanat eserleri ile marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım gibi sınaî haklar da dâhildir.

Fikrî haklar sahibine şahsî ve malvarlıksal bazı haklar sağlamaktadır. Malvarlıksal niteliğe haiz bu hakların haczi mümkündür. Ancak, bir eşya niteliğini haiz olmayan fikrî hakların haczinde hangi hükümlerin uygulanması gerektiği ve bu hakların paraya çevrilmesi usûllerinde ne bu hakları düzenleyen mevzuatta ne de İcra ve İflas Kanunu’nda ayrıntılı bir düzenleme bulunmaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada öncelikle kısa bir şekilde fikrî haklardan bahsedilecek daha sonra ise bu hakların haczi ve paraya çevrilmesi hususu inceleme altına alınacaktır.


4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde “…işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır…” hükmü yer almıştır. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

İlk defa hukuk sistemimizde 4773 sayılı Kanun, geçerli neden kavramını Türk Hukuk sistemine sokmuştur. Geçerli neden kavramı 4857 Sayılı İş Kanunu’nda varlığını devam ettirmiştir. Bu geçerli neden kavramı, haklı neden ağırlığında olmayan ama, işçinin iş görme borcunu ve iş sözleşmesinin devamını olanaksız kılan veya işyerinin normal seyrini önemli ölçüde etkileyen nedenlerdir1. Başka bir ifadeyle geçerli neden, işletmeye ve işyerine zarar vermeksizin iş ilişkisinin devamını olanaklı kılmayacak bir nedendir.


Emtia ve Nakliyat Sigortası, poliçede belirtilen süre içinde gemi veya diğer deniz ve göl araçları ya da bunlara ilişkin diğer sigorta ettirilebilir menfaatlerin maruz kalabileceği rizikoları, poliçede belirlenen koşullara bağlı olarak güvence altına alır.

Emtia Nakliyat Sigortası Malların, bir yerden başka bir yere bir veya birkaç nakilaracı ile taşınması (sevk edilmesi) sırasında uğrayabileceği zarar, kayıp(ziya) ve hasarları teminat altına sigorta türüdür. Nakliyat Sigortaları, ilk uygulamasının yapıldığı Londra ve Lloyd’s dan günümüze, küresel boyuttaki dış ticaretteki gelişmeler ,ticaretin çeşitlenme ve yaygınlaşması paralelinde hızlı bir gelişim göstererek günümüz sigorta uygulamaları haline gelmiştir. Bu haliyle de oldukça detaylandığı için uygulaması büyük bir dikkat ve özen gerektirmektedir.

Nakliyat Sigortalarının uygulamasında sigortalı ve sigortacı tarafından gerekli bilgi ve verilerin eksiksiz ve özellikle zamanında temin edilmesi ve eksiksiz olması oldukça önemlidir. Buda nakliyat sigortalarının iyi bilinmesi ile ilgilidir.


Bu çalışmada fikrî mülkiyetin konusunu oluşturan haklar üzerinde durulmuş ve bu hakların haczi ve paraya çevrilme usûlü hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları da dikkate alınarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ışığında bir inceleme yapılmış; sınaî haklar ise çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.

Özel hukukun kapsamına giren hakların bir türü olarak fikrî haklar, malvarlığına ait mutlak haklardandır ve sahibine inhisari yetkiler tanır. Türk Hukuku açısından dar anlamda mülkiyet kavramı kabul edildiği için bir eşya olarak değerlendirilemeyen bu hakların gayri maddî malvarlığı unsuru oldukları kabul edilmektedir. Fikrî hakların kapsamına fikir ve sanat eserleri ile marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım gibi sınaî haklar da dâhildir.

Fikrî haklar sahibine şahsî ve malvarlıksal bazı haklar sağlamaktadır. Malvarlıksal niteliğe haiz bu hakların haczi mümkündür. Ancak, bir eşya niteliğini haiz olmayan fikrî hakların haczinde hangi hükümlerin uygulanması gerektiği ve bu hakların paraya çevrilmesi usûllerinde ne bu hakları düzenleyen mevzuatta ne de İcra ve İflas Kanunu’nda ayrıntılı bir düzenleme bulunmaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada öncelikle kısa bir şekilde fikrî haklardan bahsedilecek daha sonra ise bu hakların haczi ve paraya çevrilmesi hususu inceleme altına alınacaktır.


4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre geçerli bir nedene dayanarak işveren fesih hakkını kullanabilecektir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde “…işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır…” hükmü yer almıştır. İş Kanunu’nda geçerli nedenler örnek verilmek suretiyle sayılmış, geçerli neden sayılmayacak olgular da gösterilmiştir.

İlk defa hukuk sistemimizde 4773 sayılı Kanun, geçerli neden kavramını Türk Hukuk sistemine sokmuştur. Geçerli neden kavramı 4857 Sayılı İş Kanunu’nda varlığını devam ettirmiştir. Bu geçerli neden kavramı, haklı neden ağırlığında olmayan ama, işçinin iş görme borcunu ve iş sözleşmesinin devamını olanaksız kılan veya işyerinin normal seyrini önemli ölçüde etkileyen nedenlerdir1. Başka bir ifadeyle geçerli neden, işletmeye ve işyerine zarar vermeksizin iş ilişkisinin devamını olanaklı kılmayacak bir nedendir.


Emtia ve Nakliyat Sigortası, poliçede belirtilen süre içinde gemi veya diğer deniz ve göl araçları ya da bunlara ilişkin diğer sigorta ettirilebilir menfaatlerin maruz kalabileceği rizikoları, poliçede belirlenen koşullara bağlı olarak güvence altına alır.

Emtia Nakliyat Sigortası Malların, bir yerden başka bir yere bir veya birkaç nakilaracı ile taşınması (sevk edilmesi) sırasında uğrayabileceği zarar, kayıp(ziya) ve hasarları teminat altına sigorta türüdür. Nakliyat Sigortaları, ilk uygulamasının yapıldığı Londra ve Lloyd’s dan günümüze, küresel boyuttaki dış ticaretteki gelişmeler ,ticaretin çeşitlenme ve yaygınlaşması paralelinde hızlı bir gelişim göstererek günümüz sigorta uygulamaları haline gelmiştir. Bu haliyle de oldukça detaylandığı için uygulaması büyük bir dikkat ve özen gerektirmektedir.

Nakliyat Sigortalarının uygulamasında sigortalı ve sigortacı tarafından gerekli bilgi ve verilerin eksiksiz ve özellikle zamanında temin edilmesi ve eksiksiz olması oldukça önemlidir. Buda nakliyat sigortalarının iyi bilinmesi ile ilgilidir.


Bu çalışmada fikrî mülkiyetin konusunu oluşturan haklar üzerinde durulmuş ve bu hakların haczi ve paraya çevrilme usûlü hakkında bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları da dikkate alınarak Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ışığında bir inceleme yapılmış; sınaî haklar ise çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır.

Özel hukukun kapsamına giren hakların bir türü olarak fikrî haklar, malvarlığına ait mutlak haklardandır ve sahibine inhisari yetkiler tanır. Türk Hukuku açısından dar anlamda mülkiyet kavramı kabul edildiği için bir eşya olarak değerlendirilemeyen bu hakların gayri maddî malvarlığı unsuru oldukları kabul edilmektedir. Fikrî hakların kapsamına fikir ve sanat eserleri ile marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım gibi sınaî haklar da dâhildir.

Fikrî haklar sahibine şahsî ve malvarlıksal bazı haklar sağlamaktadır. Malvarlıksal niteliğe haiz bu hakların haczi mümkündür. Ancak, bir eşya niteliğini haiz olmayan fikrî hakların haczinde hangi hükümlerin uygulanması gerektiği ve bu hakların paraya çevrilmesi usûllerinde ne bu hakları düzenleyen mevzuatta ne de İcra ve İflas Kanunu’nda ayrıntılı bir düzenleme bulunmaktadır. Bu nedenle, bu çalışmada öncelikle kısa bir şekilde fikrî haklardan bahsedilecek daha sonra ise bu hakların haczi ve paraya çevrilmesi hususu inceleme altına alınacaktır.